"Bütün iş, sevmesini ne kadar biliyorum, ne kadar bilmiyorum."

_

2 Ağustos 2007 Perşembe

Mehmene' nin Güzelliğine Ağıt

" Dadı... Ben hala beğenilebilir miyim? Beni seven, bana sevdalanan olur mu, demiyorum. Ben hala beğenilebilir miyim? "



İkinci perdede, Mehmene Banu bu sözleri söylediğinde, Ferhad ile Şirin saraydan kaçmış, onları yakalamak üzere peşlerine dört yüz atlı salınmış, sarayda onları beklemekte olan Ay Kız kendisiyle ilk ciddi hesaplaşmasını yapmıştır.

"Bileklerim beyaz güvercin yavruları gibi hala... Onları tutabilir, esmer iri ellerinle onları okşayabilir, kırabilirdin Ferhad... "

Nazım Hikmet' in şiirlerinde, mektuplarında ve diğer düz yazılarında da rastladığımız değişmez bir uslup var. Çok sade, çok etkili, her bir duyguyu en insancıl, en olağan, en masum gösteren bir tarz. Mehmene' ye de yazdığı öyle replikler var ki, benim de müziklerimin arasında kullandığım, bütün bir müziğin etkisi o tek cümlede toplanıyor sanki.

Örneğin Öndeyiş' in son cümlesi şudur:

" Bütün iş, sevmesini ne kadar biliyorum, ne kadar bilmiyorum... "

Yine ikinci perdede, Ferhad' la yüz yüze gelmeden önce Şirin' e söylediği bu sözler, aslında bütün bir hikayesini özetleyebilir Mehmene Banu' nun.

Neyse... Biz ilk repliğimize dönelim. Ben hala beğenilebilir miyim?

Albümün onuncu müziği, "Mehmene' nin Güzelliğine Ağıt" ta kullanıyorum bu repliği. Bu kadar sade bir sorunun, bu kadar etkileyici olması bazen inanılmaz geliyor. Yüzünün çirkinleşmesiyle beraber maskeler arkasına hapsedilen, aslında son derece akıllı ve mantıklı biri olarak beğenilmeyi tamamen gözden çıkarmış bir kadının, ne kadını, yirmi yaşında bir genç kızın sorduğu bu soru, bana sorarsanız fazlasıyla kalp kırıcı.

En küçüğünden bir ümit, Ferhad için mi? Hayır, kendi olabilmek için, eskisi gibi kendi olabilmek için!

Albümün üçüncü parçası Mehmene' nin Güzelliğine Gazel. Burada Ay Güzeli adıyla, blogun ilk zamanlarında yazmıştım. Güzelliğine Ağıt da, aynı tema, aynı melodi üzerinden giden bir müzik. Güzelliğini anlatan ezgiyi, bir kere daha, varyasyonlarıyla, çirkinliğini anlatmak için kullanıyorum.

Şu sıralar uğraşım bu. Kendi yazdığıma kendim üzülüyorum. Fenalara geldim hadi bakalım.

Hiç yorum yok: